Hindistan’da bir araya gelen G20 ülkeleri, zirvenin birinci gününde yenilenebilir enerji kapasitelerinin artırılmasını taahhüt etti. Ancak imzalanan bildiride karbonsuzlaşmaya ve emisyon azaltımına yönelik herhangi bir vaat yer almadı.

9-10 Eylül’de Hindistan‘ın Yeni Delhi kentinde düzenlenen 20 Grubu (G20) Zirvesi’nde ülkeler, mevcut yenilenebilir enerji kapasitelerini üç katına çıkarma ve “kömürün aşamalı olarak azaltılması” taahhütlerini içeren bildiriyi oy birliğiyle kabul etti.

Bildiride, dünyanın en güçlü ekonomileri arasında yer alan 19 ülke ve Avrupa Birliği Komisyonu‘ndan oluşan G20’ye Afrika Birliği‘nin katılımı da resmen onaylandı. Atılan bu adımla Afrika Birliği, Avrupa Birliği ile aynı statüye kavuşmuş oldu.

Afrika Birliği üyesi ülkeler, kömür, petrol ve gaz kullanımı başta olmak üzere insan faaliyetlerinden kaynaklanan iklim krizinin etkilerine karşı önlemler ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin önündeki engellerin kaldırılması gündemiyle 4-6 Eylül’de Doğu Afrika ülkelerinden Kenya‘nın başkenti Nairobi‘de bir araya gelmişti.

Bildiride emisyon azaltımına yer verilmedi

Öte yandan Yeni Delhi’deki iki günlük zirvenin birinci gününde kabul edilen bildiride bu konulara ve fosil yakıt kullanımlarının sonlandırılmasına ilişkin bir vaat yer almadı.

Batılı ülkeler 2035 yılına dek sera gazı emisyonlarının yüzde 60 oranında azaltılmasını önerse de, bu öneri görüşmeler sırasında RusyaÇinSuudi Arabistan ve Hindistan tarafından reddedildi.

Dünyadaki aktif kömürlü termik santrallerin yüzde 93’ünü barındıran üye ülkeler, yalnızca kömürün aşamalı olarak azaltılması ve mevcut yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına dek üç katına çıkarılması taahhüdünde bulundu.

Küresel emisyonların yüzde 80’inden sorumlu olan G20 ülkelerinin karbonsuzlaşma için kümülatif çaba göstermesi, iklim değişikliğiyle mücadele için küresel ölçekte kritik önem taşıyor. Blok, çevre ve enerji konusundaki önceki toplantılarda uzlaşmaya varamamıştı.

Net-sıfıra erişim için yine tarih verilmedi

G7 ülkelerinin ısrar ettiği net sıfır taahhütlerine 2050’den daha hızlı ulaşma taahhüdü de bildiride yer almıyor. Bildiride bunun yerine “En son bilimsel gelişmeleri dikkate alarak ve farklı ulusal koşullar doğrultusunda, yüzyılın ortasına kadar veya buna yakın bir tarihte küresel net sıfır sera gazı emisyonu/karbon nötrlüğüne erişme taahhüdümüzü yineliyoruz” ifadeleri yer aldı.

Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin daha düşük emisyonlu enerji sistemlerine geçişlerini desteklemek için düşük maliyetli ve sürdürülebilir finansman sağlama ihtiyacı vurgulandı.

Hindistan’ın G20 temsilcisi Amitabh Kant, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdü ve gelişmekte olan ülkelerin iklim hedeflerine ulaşabilmeleri için 5,9 milyon dolar finansmana ihtiyaç duyacaklarının belirtilmesiyle bildirgenin şimdiye kadar iklim eylemi konusunda hazırlanan “en iddialı belge” olduğunu öne sürdü.

Kömür kullanımının aşamalı olarak azaltılması iklim krizinin etkileriyle mücadele için hayati önem taşısa da bazı ülkeler sahip olduğu kömür yatakları nedeniyle kömür kullanımına yönelik sınırlandırıcı ifadelere karşı çıkma eğilimi gösteriyor. Bu nedenle diğer fosil yakıt kullanımlarını da içeren “emisyon azaltımı” gibi ifadeler, uluslararası taahhüt metinlerinde daha geniş yer buluyor.

Doğrudan “kömür” sözcüğüne yer verilerek buna ilişkin somut adımlar atma taahhüdü, ilk kez 2021’de Birleşik Krallık‘ın Glasgow kentinde düzenlenen BM İklim Zirvesi‘nde (COP26) imzalanan anlaşmada söz konusu olmuştu.

Ancak Rusya’nın Ukrayna‘yı işgaliyle tetiklenen enerji krizi nedeniyle sonraki anlaşma metinlerinde özel olarak kömüre ilişkin ifadelerden kaçınılmıştı.

Bu haber 10.09.2023 tarihinde YeşilGazete.org’da yayımlanmıştır.

Kategoriler