14 Aralık’ın erken saatlerinde sonuçlanan son siyasi üçlemeyle, Dünya Dostları Avrupa, Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifinin (CSDDD) nihai olarak benimsenmesine yönelik yeni bir adımı kabul ediyor. Ne yazık ki, müzakerelerde çevrenin korunması, iklim krizine katkı konusunda hesap verme sorumluluğu ve durum tespiti yükümlülükleri gibi temel unsurlar kaldırıldı.

Yıllardır süren müzakerelerin sonucu, insan haklarının, çevrenin ve iklimin korunması açısından önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Büyük ve yüksek riskli çok uluslu şirketler, operasyonları ve iş ilişkileriyle bağlantılı olarak insanlara, topluluklara ve çevreye yönelik riskleri ele almak zorunda kalacak. Ayrıca mağdurlar, şirketlerin faaliyetlerinden zarar görmeleri halinde şirketleri AB mahkemeleri önünde sorumlu tutabilecekler.

Bugünkü anlaşma, kurumsal suiistimal mağdurları için çok ihtiyaç duyulan adalet önlemlerine erişim sağlıyor ve özellikle delillere daha fazla erişim sağlıyor. Ayrıca şirketlere, 2050 yılına kadar 5 yıllık artışlar esas alınarak emisyon azaltım hedeflerini içeren 1,5°C hedefleri doğrultusunda bir iklim geçiş planının benimsenmesi ve uygulamaya konulması görevi de getiriliyor.

Ancak anlaşma birkaç alanda önemli ölçüde yetersiz kalıyor. Paris Anlaşması’nın ekten çıkarılmasıyla iklim durum tespiti yükümlülükleri direktiften tamamen çıkarıldı. Direktifin kapsamına giren çevresel zarar aralığında büyük boşluklar bulunmaktadır. Finansal aktörler iklim geçiş planı görevlerine tabi olmasına rağmen, finansal hizmetlerle ilgili herhangi bir durum tespiti yükümlülüğü bulunmamaktadır. Buna ek olarak vatandaşlar, iklim etkilerinin önlenmesi ve hafifletilmesine uymamaları nedeniyle şirketleri mahkemeye taşıyamayacak ve idari makamların iklim geçişi planlarının uygulanmasını uygulama yetkisi konusunda belirsizlik devam ediyor.

Friends of the Earth Europe’un iklim kampanyacısı Alban Grosdidier şunları söyledi:

“Bu, çokuluslu şirketleri etkilerinden sorumlu tutmak isteyenler için acı-tatlı bir an. Anlaşma adalet yolunda önemli bir kilometre taşı, ancak Fransa ve Almanya, temel hükümleri bloke ederek ve sulandırarak direktifin tam potansiyeline ulaşmamasını sağladı. Özellikle, iklim sorumluluğunun hariç tutulması, insanları kısa vadeli karlar karşılığında iklimimizin geleceğini satan alaycı çokuluslu şirketlere karşı çok ihtiyaç duyulan eylem planından mahrum bırakıyor ve bankaların insan hakları ihlallerine karşı bankacılık yapmaya devam edebilecekleri finansal hizmet muafiyeti.”

Bu siyasi anlaşmanın ardından neler oluyor?
Artık üç yasama organı (Avrupa Parlamentosu, AB Konseyi ve Avrupa Komisyonu) siyasi bir anlaşmaya vardığına göre, teknik toplantılar metni iyileştirecek, uygun şekilde yazılmasını ve gizlenen boşlukların bulunmamasını sağlayacak. Bunu takiben, Belçika’nın yaklaşan başkanlığı altındaki Konsey ve ardından Avrupa Parlamentosu, 2024’ün ilk aylarında direktifin kesin metnini onaylamak için son iki oylamayı gerçekleştirecek; Direktifin ulusal düzeyde uygulanmasının önünü açmak.

Bu yazı 14.12.2023 tarihinde friendsofearth.eu’da yayımlanmıştır.

Kategoriler